29 Kasım 2011 Salı

Ahh Roma ah

Herkese merhaba;
Yine bir haftasonu kaçamağımı sizlerle paylaşıyorum. Bu defa 2 günde Roma'yı gezmeye karar verdik. Peşinen söylemem gerek Roma 2 günde gezilmiyormuş :)
Yine de hızlı gezmek için yapılması gereken bir kaç şey var  :
1) Oteli mümkün olduğu kadar gezilecek yerlere yakın seçmek (Roma'ya gitmeden önce canım seyehat arkadaşlarımdan biri booking.com dan cortina otelden rezervasyonumuzu yaptırdı.)
2) Uçuş saatini iyi seçmek. (Bunu da diğer canım seyehat arkadaşım buldu. Thy nin cumartesi 08:15 te kalkan uçağına yer ayırttı.)
3)Hemen havaalanından çıkmadan Roma Pass almak. (Roma pass 25£ ile 3 gün boyunca 2 müzeyi ücretsiz gezebilir toplu taşımalara ücretsiz binebilirsiniz. Ama en önemlisi müze girişlerindeki korkunç kuyruğa girmeden doğrudan içeri girebilme şansına sahip olacaksınız.)
4)Havaalanından çıkınca iki seçeneğiniz olacak. Ya normal trenle ya da hızlı trenle şehir merkezine gitmek. Normal tren (8£) istasyonlarda duracak ve zaman kaybettirecek diye hızlı treni (14£) tercih ettik.Yaklaşık 1 saat sonra Termini istasyonuna vardık.

Buradan sonra otele eşyaları bıraktığımız gibi daha önceden belirlediğim güzergaha doğru yola koyulduk. Öncelikle hedefimiz Kolezyumdu. Otelden yürüyerek 15 dakikada gidilebilecek mesafede olmasına rağmen Roma'da her cadde başka güzellikte olduğundan oyalanmadan gütmek mümkün olmadı :)
Bu yüzden önce yolumuzun üzerindeki Maria Magguire'a bakmadan geçemedik.








Sokaklar sokakları takip etti ve bir caddenin bitiminde Kolezyum tüm heybetiyle bizi bekliyordu. Geziden ne beklediğinize bağlı olsa da kolezyum saatlerce zamanınızı alabilecek bir yer değil. Tarih eğer sizi çok etkiliyorsa önceden bilgi edinip gitmekte yarar var. Kendinize kısa bir tur ayarlarsınız. Kolezyum kuyruğunu gördüğünüzde Roma Pass'lar da elinizdeyse çok sevineceksiniz. Çünkü kuyruk beklemeden geçiş imkanınız olacak. Kuyruk o kadar uzun oluyor ki belki de saatlerce ayakta durup içeride yarım saat harcadığınıza üzülebilirsiniz.





Kolezyum'dan çıktıktan sonra bir sonraki durağımız Paletino oldu. Burası oldukça büyük bir yer ve içeride verilen haritalar malesef çok yetersiz. "Olsun tabelalara bakarak ilerleriz biz" derseniz de yanılırsınız :) Tabelalar ile harita da birbiriyle uyumsuz. Neyse yolumuzu bazen kaybederek ardından bularak Paletino'yu da gezmeyi başardık.
Bu mevsimde mis gibi kokan mandalina ağaçları ile kararmaya başlamış zeytin ağaçlarının güzellikleri arasında biraz kaybolmakta da yarar varmış :) Turistler dallarından kopardıkları mandalinalarla bir bankta manzaranın ve tabii ki mandalinaların tadına varıyorlardı.









Bu keyifli sakin ve huzurlu yeri terketmek her ne kadar zor olsa da daha önümüzde çok yolumuz olduğundan ilerlemeye devam ettik. Vittorio Emmanuelle anıtının heybetli tepe heykelleri daha anıt görünmeden uzaklardan ihtişamını gösteriyordu.





Roma'nın her köşesinde ayrı bir güzellik var. Hangi sokağa girerseniz girin tarihin eski dönemlerinden birinde yaşadığınız hissine kapılmamak elde değil. Biz de bir çok güzel yollardan geçerek aşk çeşmesine vardık. Buraya sanırım sadece Türkler aşk çeşmesi diyor. Aslında bu çeşmeye atılan para sizin bir daha Roma'ya geleceğinize, eğer ikinci kez para atarsanız "kesinlikle" geri geleceğinize yorumlanıyormuş :) Bu muazzam kalabalıkta biz de ikişer adet parayı havuza atmayı başardık. Sabahları bu paralar toplanıp yardım kurumlarına veriliyormuş.


Aşk çeşmesinde fazla uzaklaşmadan İspanyol Merdivenleri ile dünyaca ünlü markaların mağazalarına bakmadan geçmeyin.

Aşk çeşmesinin ve İspanyol merdivenlerinin yakınlarında prosecco ya da lokantanın özel şaraplarından içebilir ve çok komik fiyatlar ödeyerek servise hayran kalabilirsiniz. Elbette pizza ve çeşit çeşit makarnalarla da mideniz bayram edecek. Biz de güzelce karnımızı doyurup otelimize geri döndük. 




Ertesi sabah sokakları keşfe çıktık.









Nehir kıyısından geçerek farklı manzarlar gördük.












Melekler ve Şeytanlar kitap ve filmine konu olan Michelangelo Kalesine bakma fırsatımız oldu. 







kalenin tepesinden manzarayı mutlaka seyredin.






 
Son sabah uçağımız erken saatte olduğundan fazla vaktimiz yoktu.Vatikanı ve Navona meydanını göremedik.
Ama Vatika'a girmesek de girişinde biraz keyif yapmaya fırsat bulduk.